Nedir?

Bu bir dışa vurum yada saklı kalmış haykırışların ortaya çıkışıdır. Kimine göre resimlerini paylaştığı elektronik alan, kimine göreyse hayatının akışını paylaştığı günlüktür. Kimine göreyse aykırı, ciddiyetsiz blog şeysidir!

Deniz, kum, günes ve cocuk biz.

     Komik geldi insanlara poratkal çiçeği kokan sokaklarda büyümüş olmamız, şubat ayında denize çivileme atlamamız aynı gün Saklıkent te kayak yapmamız, Işıklar caddesinde işsiz güçsüz turlamamız, Olimpos'ta tatil yapmamız, gökyüzünün sonsuz derinliğini Toros dağların dan izlememiz.
     Evet bizimde sümüğümüz aktı. Fakat her gün binlerce aracın geçtiği asfalta değil. yaşıtlarımız başka kentlerde büyük-büyük arabalarla giderken okullarına; biz bahçelerden portakal, limon toplayarak giderdik okulumuza. Bizimde büyük, 5 yıldızlı alış-veriş merkezlerimiz, oyun parklarımız vardı elbette ama biz hafta sonu deniz kıyısına arkadaşlarla ateş yakıp sohbet etmeye kaçardık, balık tutmayı öğrendik 12 yaşında. Bir yerden başka bir yere gitmek için 2 saatimizi otosbüste geçirmedik hiç. Konyaaltından Işıklar caddesine kadar park bahçe içerisinde koştuk. Falezlerden denize atladık, yat limanından tekne turuyla Lara ya kadar gittik. Bazen şansımız yaver gitti çok ünlü bir barda çok ünlü bir kişiyle karşılıklı masalarda oturup efkar dağıttık. Akşam üstü Akdeniz in üzerinden Toros dağlarının arkasına batan güneşin sonsuzluğa doğru yol alışını seyrettik. Kale içinde kaybolduk bir daha kenti bulamamak üzere, ama hep Antalyayı bulduk karşımızda. sıcak iklimi, sıcak insanı kucakladı bizi.
     Biz çekmedik egzoz dumanını ciğerlerimize, belki vapurla bir semtten başka bir semte geçemedik ama bizimde martılarımız vardı simit attığımız Tophane parkından. Sabah ne araç gürültüsü ne vapur sesi nede kentin kargaşası uyandırdı bizi. kuşlar cıvıldadı balkonlarımızda bide küçük çocukların şen kahkahaları mutluluğumuza mutluluk kattı sabahları. Komik olan neydi diye sorarsanız; mutlu büyümek değildi komik olan, mutlu büyümeyi komik bulanların komikliğiydi.