Nedir?

Bu bir dışa vurum yada saklı kalmış haykırışların ortaya çıkışıdır. Kimine göre resimlerini paylaştığı elektronik alan, kimine göreyse hayatının akışını paylaştığı günlüktür. Kimine göreyse aykırı, ciddiyetsiz blog şeysidir!

Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe



    



 "Fenerbahçe" ve "Başkan" kelimeleri yan yana koyulunca hemen hemen 2 isim gelir akıllara. Birisi Aziz Yıldırım diğeri ise Ali Şen. İkisi de her Fenerbahçelinin "say ulan Fener in başkanlarını" dendiğinde sayabileceği bir kaç isim arasındadır.

     


 Ali Şen, demişken bakalım Ali Şen ne yapmış ta akıllara kazınmış. 81 sezonun da kulübün başına ilk geçtiğinde Fenerbahçe, o sezonunu, aralarından 1 i küme düşen 5 takımla aynı puanda 10. sırada bitirmiştir. Bir sonra ki 81 - 82 sezonunda ise Fenerbahçe iddialı transferle le lige başlamış ve o sezon Donanma Kupası, Westphalia Kupası ve Hürriyet Gazetesi Kupası şampiyonluklarına ulaşmış, 1982-83 sezonunda ise fırtına gibi eserek hem ligi hem de kupayı kazanmış, ayrıca TSYD Kupası, Donanma Kupası ve Çalenç Kupası'nı da alarak 1967-68 sezonundaki "bir sezonda beş kupa" rekorunu egale etmiştir.

      Ali Şen 1983-84 sezonunda da takım liderken 10 Aralık 1983'te istifasını vererek görevini sonlandırmış ve böylece Fenerbahçe de 1. Ali Şen dönemi kapanmıştır. Ali Şen'in ikinci başkanlığı da Fenerbahçe'nin daha önce karşılaşmadığı sıkıntılı bir döneme denk gelmiştir. Üst üste en çok dört sezon şampiyonluk göremeyen kulüp, 1989'dan sonra ilk kez şampiyonluksuz beş sezonu geride bırakmış, formda başladığı 1994-95 sezonunda da arka arkaya aldığı 3 yenilgi ve 2 beraberlikle şampiyonluk yarışına daha ilk yarıda havlu atmış, ayrıca UEFA Kupası'na da 1. turda Fransız temsilcisi Cannes'a 0-4 ve 1-5'lik yenilgilerle veda etmiştir.

       Başkan Hasan Özaydın'ın istifasını takiben, 18 Aralık 1994'te düzenlenen olağanüstü kongrede Ali Şen başkanlık yarışını kazanmıştır. Ali Şen başkan Fenerbahçe Şampiyon tezahuratı o dönemde doğmuştur. 1995-96 sezonunda Fenerbahçe 1989'dan beri ilk şampiyonluğuna ulaşmış ve yine o sezondan beri ilk kez Türkiye Kupası'nda final oynamıştır.

      Döneminde Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yılı münasebetiyle Fenerbahçe Avrupa Karması ile oynamış, ilk kez bir Türk futbolcusu İsa Ertürk Dünya Karması'nda forma giymiş ve ilk kez bir Türk takımı yurtdışında düzenlenen özel bir uluslararası turnuvada (Berlin Turnuvası) şampiyon olmuştur.

      İlk kez forma reklamı alınan amatör branşlar da atılım yapmış, Efe Aydan ve Calvin Roberts'in transferleriyle güçlenen basketbol takımı 1982-83'te lig şampiyonluğunu son maçta kaçırmış, voleybol takımı birinci lige çıkmış, güreş takımı kurulmuş, masatenisi, atletizm, kürek ve yelken branşları şampiyonluklara ulaşmış ayrıca masatenisi takımı Avrupa Gençler Şampiyonası'nda dördüncü olmuştur.

      Döneminde tesisleşme hamlesi de başlamış, 1982-83 sezonunda Fenerbahçe Stadı tekrar kullanıma açılmış, ayrıca çimlendirilen Dereağzı tesisleri de Türkiye'nin ilk çim antrenman sahası olmuştur. Benim olumsuz bulduğum yönelerinin başındaysa 95 - 96 sezonunda Aykut Kocamanla Oğuz Çetini takımdan göndermesi olmuştur.

      Gelelim Aziz Yıldırım'a. Sene 1998, Fenerbahçe Spor Kulübü "seçim" gündemli Genel Kurul toplantısı. Aziz Yıldırım o zamanlar Kulüp içerisinde muhalefet. Ali Şen ise başkanlığa Vefa Küçük'ü işaret ediyor ve Veli Küçük'ün kazanacağından o kadar emin ki kendisi oy kullanmaya gitmiyor. Aziz Yıldırım, 15 Şubat 1998’de yapılan genel kurulda, diğer başkan adayı Vefa Küçük’ü 1 oyla geçerek, Fenerbahçe’nin 36. başkanı olarak seçiliyor. Genel kurulda 3 bin 94 üye oy kullanırken, Aziz Yıldırım 1469, Vefa Küçük 1468, 3. aday Ömer Çavuşoğlu ise 157 oy alıyorlar. Seçimde başkanlığı Aziz Yıldırım kazanırken, yönetim kurulu ve diğer kurullara Vefa Küçük’ün listesi seçiliyor.
     



      Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe için uzun bir maraton başlıyor. Aziz kulübün başında ilk şampiyonluğunu 2001 de Galatasarayın 3 puan önünde 76 puanla yaşadı. Bunun dışında 2004 yılında 76, 2005 yılında 80 (Alex in geldiği sezon) 2007 yılında 70 ve 2011 yılında 82 puanla toplamda 5 lig şampiyonluğu; bunlarında dışında Aziz Yıldırım döneminde Fenerbahçe futbol takımı 2 Türkiye kupası, 2 süper kupa, 1 Atatürk ve 1 Başbakanlık kupası olmak üzere 11 kupayı müzesine götürmüştür.

      Gelelim Aziz Yıldırımın Avrupa karnesine. Futbol takımı toplamda avrupa takımlarıyla 106 maç yaptı bunlardan 40 maçı kazanırken yine 40 maçta mağlup oldu 26 maçta ise berabere kaldı. toplamda 149 gol atarken 144 gol yedi. Şampiyonlar liginde çeyrek finale, UEFA Avrupa Liginde ise yarı finale kadar yükseldi.

    


  Tesisleşmede attığı adımlarla Fenerbahçe ye Avrupa standartlarında tesisler kazandırırken, stadı bölüm - bölüm yıkarak yeni halini kazandırdı. Can Bartu tesisleri, Topuk Yaylası tesisleri, Ülker Arena, TT Fenerbahçe Ankara Tesisleri, Faruk Ilgaz tesisleri, Fenerbahçe Müzesi, Dereağzı tesisleri, Box Salonu, Atletizim pisti, Sapanca da kürek takımının antrenman yapması için teknik olanaklar hep onun sayesinde klübe kazandırıldı. Nevin Yanıtın olimpiyatlarda Altın Madalya aldıktan sonra yaptığı açıklamayı dinlediğinizde zaten bu tesislerin hem Türk sporuna hem de Fenerbahçeye katkısını çok iyi anlıyorsunuz.

    

      Transferlere geldiğimizdeyse Aziz yıldırım 16 yıllık başkanlık döneminde dünyanın önde gelen futbol yıldızlarından bazılarına Fenerbahçe forması giydirdi. Yıldırım'ın başkanlığı döneminde transfer edilen yıldız futbolcular arasında Hırvat Milan Rapaic, Ukraynalı Sergei Rebrov, İsveçli Kennet Andersson, Arjantinli Ariel Ortega, Hollandalı Pierre van Hooijdonk, Brezilyalı Alex de Souza, İsrailli Haim Michael Revivo, Ganalı Stephen Appiah, Fransız Nicolas Anelka, Sırp Mateja Kezman, Brezilyalı Roberto Carlos, Senegalli Moussa Sow ve Mamadou Niang, Hollandalı Dirk Kuyt, Sırp Milos Krasic ve Portekizli Raul Meireles yer alıyor.

      Gelelim Amatör branşlara:

      2010 yılında Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen Kulüplerarası Dünya Şampiyonası'nda zirveye çıkan kadın voleybol takımı, 2012 yılında ise Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Kadınlar Avrupa Şampiyonlar Ligi ''Dörtlü Final''inde Avrupa Şampiyonluğu'na ulaştı.

      CEV Kupası'nda 2012 yılında 2., 2009 yılında ise 3. olan ''Sarı Melekler'', Şampiyonlar Ligi'nde 2010 yılında 2., 2011 yılında 3. oldu.

     
      Fenerbahçe'nin erkek ve kadın voleybol takımları tarihlerindeki tüm şampiyonlukları Aziz Yıldırım döneminde yaşadı.

      Ligde ilk kez 2008-2009 sezonunda şampiyon olan kadın voleybol takımı, 2009-2010 ve 2010-2011 sezonları da olmak üzere üst üste 3 kez şampiyonluk kupasını müzesine götürdü. 2009-2010 sezonunda Türkiye Kupası ilk kez kazanan ''Sarı-Melekler'', iki kez de (2008-2009 ve 2009-2010) Süper Kupa'yı aldı.

      Ligde ilk kez 2007-2008 sezonunda şampiyon olan erkek voleybol takımı, 2009-2010, 2010-2011, 2011-2012 sezonlarında 3 sezondur üst üste şampiyonluk yaşadı. Erkeklerin ayrıca 2 Türkiye Kupası (2007-2008 ve 2011-2012) ve 2 Süper Kupası (2010-2011 ve 2011-2012) bulunuyor.

     Aziz Yıldırım, döneminde erkek basketbol takımı da 16 yıl aradan sonra şampiyon oldu.

     Ülker ile yapılan sponsorluk anlaşmasının ardından 2006-07 yılında Fenerbahçe Ülker olarak mücadele eden sarı-lacivertliler, play-off final serisinde Efes Pilsen'e 4-0 üstünlük kurarak, 16 yıl aradan sonra ligdeki 2. şampiyonluğuna ulaştı. 2007-2008, 2009-2010 ve 2010-2011 sezonlarında da ligde şampiyon olan sarı-lacivertliler, tarihindeki 5 şampiyonluğun 4'ünü Yıldırım döneminde elde etti.
     Son 4 sezonda 3 kez Türkiye Kupasını kazanan Fenerbahçe Ülker, Yıldırım döneminde Türkiye Kupası sayısını 4'e çıkardı.

     Fenerbahçe Ülker, 10 Ekim 2007'de 23. Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda da Efes Pilsen'i 79-77 yenerek, 13 yıl aradan sonra 4. Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı müzesine götürdü.

    Tarihinde bugüne kadar kazandığı 28 kupayı da Aziz Yıldırım döneminde elde etti.

    Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nde (TKBL) ilk şampiyonluğunu 1998-99 sezonunda kazanan sarı-lacivertliler, 2001-2002 ve 2003-2004 sezonlarında da mutlu sona ulaştı. TKBL'de son 8 sezonda üst üste şampiyon olan Fenerbahçe, toplam 11 lig şampiyonluğu yaşadı.

    Türkiye Kupası'nda da ilk şampiyonluğunu 1998-99 sezonunda kazanan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı, 1999-2000, 2000-01, 2003-04, 2004-2005, 2005-06, 2006-07, 2007-08 ve 2008-09 sezonlarında olmak üzere kupayı 9 kez müzelerine götürdü.

    Fenerbahçeli kadınlar, 1998-99, 1999-2000, 2000-01, 2003-04, 2004-05, 2006-07, 2009-2010, 2011-2012 ve 2012-2013 sezonları olmak üzere 9 kez Cumhurbaşkanlığı kupasını kazandı.

    Kadın basketbolcular geçen sezon FIBA Kadınlar Avrupa Ligi'nde 2.'lik elde ettiler.

    Fenerbahçe Kadın Masa Tenisi Takımı, Avrupa Masa Tenisi Birliği (ETTU) Kupası'nda 2012 ve 2013 yıllarında üst üste şampiyonluklar elde etti.

  

  Gelelim şimdi madalyonun diğer yüzüne; Aziz Yıldırımın hemen hemen ilk icraatı klüp içerisinde ki kendine muhalif olan kesimi sindirme çalışmaları oluyor. Aziz Yıldırımın diğer klüp başkanlarından ayıran en önemli özelliği ise klüp içerisinde siyaset yapıp yönetimi tekeline geçirirken Fenerbahçe yi yalnızlaştırmak oluyordu. Saadettin Saran gibi klübe yararlı olması muhtemel muhalefetinde kendisine yaşatılmayan şeyleri yaşatarak klüpten ihraçlarını sağladı. Fenerbahçelinin

    

      Fenerbahçeliden başka dostu yoktur bakış açısıyla TFF yi MHK yı Spor yazarlarını, Siyasi erbabı, Süperlig teki diğer 17 klübü ve bir çok sporcuyu, antrenörü Fenerbahçeye düşman etti. Türkiye'ye getirdiği yeniliklerin başında Sporkapitalizmi kısaca sporu endüstriyelleştirmesi ve türk futbolunu büyük bir çıkar havuzuna çevirmesi oldu. Öncelikle kurumsallaşma adı altında Fenerbahçeyi ticari bir dükkan a dönüştürdü. tabi bu kısa bir zaman içerisinde olmadı. Bu ticarileşmeyi sportif başarıyla desteklenmesi lazımdı ki insanlar "biz Fenerium'dan alış veriş yaptık, paramız klübün kasasına girdi ve Fenerbahçe Şampiyon oldu" diyebilsin o bilinç insanlara yerleşsindi amaç. Nitekim başardılar da. Aziz Yıldırım başkanlığa seçildikten sonra Fenerbahçe 3 yıl daha şampiyon olamadı ta ki 2001 senesine kadar. Zaten 16 yılda toplamda 5 şampiyonluk yaşadı Futbol takımı. Galatasaray bakacak olursak son 16 yılda galatasaray 8 Türkiye Süper lig şampiyonluğu 1 UEFA kupası ve 1 de UEFA Süper Kupası kazandı. Fenerbahçelilerin başarılı diye tabir ettiği başkanlarının döneminde ezeli rakibi 8 şampiyonluk Fenerbahçe ise 5 şampiyonluk yaşadı.



     Geleyim mi transferlere? Hadi geleyim. Aldık formayı Fenerium dan, aldık maç biletini en pahalı yerden bakalım ne oldu o paralara?

1998-1999 Sezonu

Transfer gideri = 16.300.000 Euro
Transfer geliri = 11.500.000 Euro
Zarar = 4.800.000 Euro

1999-2000 Sezonu

Transfer Gideri = 5.500.000 Euro
Transfer Geliri = 24.000.000 Euro
Kar = 18.500.000 Euro ( Kar Ettiğimiz Tek Sezon )

2000-2001 Sezonu

Transfer Gideri = 27.000.000 Euro
Transfer Geliri = 7.000.000 Euro
Zarar = 20.000.000 Euro

2001-2002 Sezonu

Transfer Gideri = 2.500.000 Euro
Transfer Geliri = Yok
Zarar = 2.500.000 Euro

2002-2003 Sezonu

Transfer Gideri = 13.500.000 Euro
Transfer Geliri = 5.000.000 Euro
Zarar = 8.500.000 Euro

2003-2004 Sezonu

Transfer Gideri = 7.500.000 Euro
Transfer Geliri = 700.000 Euro
Zarar = 6.800.000 Euro

2004-2005 Sezonu

Transfer Gideri = 20.000.000 Euro
Transfer Geliri = Yok
Zarar = 20.000.000 Euro

2005-2006 Sezonu

Transfer Gideri = 10.000.000 Euro
Transfer Geliri = Yok
Zarar = 10.000.000 Euro

2006-2007 Sezonu

Transfer Gideri =25.000.000 Euro
Transfer Geliri = 12.000.000 Euro
Zarar = 13.000.000 Euro

2007-2008 Sezonu

Transfer Gideri = 8.000.000 Euro
Transfer Geliri = Yok
Zarar = 8.000.000 Euro

2008-2009 Sezonu

Transfer Gideri = 21.000.000 Euro
Transfer Geliri = Yok
Zarar = 21.000.000 Euro
2009-2010 Sezonu
Transfer Gideri = 31.500.000 Euro
Transfer Geliri = 4.000.000 Euro
Zarar = 27.500.000 Euro

2010-2011 Sezonu
Transfer Gideri = 23.000.000 Euro
Transfer Geliri = Yok
Zarar = 23.000.000 Euro

2011-2012 Sezonu
Transfer Gideri = 36.000.000 Euro
Transfer Geliri = 28.000.000 Euro
Zarar = 8.000.000 Euro

2012-2013 Sezonu
Transfer Gideri = 34.000.000 Euro
Transfer Geliri = 4.000.000 Euro
Zarar = 30.000.000


Aziz Yıldırım’ın 15 yıllık başkanlık döneminde transfere harcanan toplam miktar =280.800.000 Euro

Aziz Yıldırım’ın 15 yıllık başkanlık döneminde transferden elde edilen gelir = 96.200.000 Euro

Yani Aziz Yıldırım döneminde Fenerbahçe’nin sadece transferler için kasasından çıkan toplam miktar = 184.600.000 Euro

      Konu paradan açılmışken hani başkan diyor ya klübün değerini 21 milyon liradan 221 milyon liraya çıkarttık diye. o parayı kimden aldılar acaba? bunu sorguluyormu Fenerbahçe taraftarı? Devlet Gs ye 100 milyon euro değerinde stadyum inşaa ediyor, 160 milyon tl lik vergi borcunu siliyor. Bizim yönetimimiz Alex le Sametle uğraşıyor. Ne yazık değilmi.

      3 Temmuz darbesini hiç açmayacağım. Zaten bunu anlatmak için ayrı bir başlık açmak lazım. Kısaca şunu belirtmek istiyorum. 3 sene üst üste Futbol takımını şampiyon yapıp kulübün efsane başkanı olayım derken, kulübün şike ci başkanı olup kaldı. Aslında söylenecek çok şey var bu konuda ama biz sadece "ah Aziz ahh" demekle yetiniyoruz.
      Gelelim tesisleşmeye. Bir hava tutturulmuş Fenerbahçe yi Azz yıldırım tesisleştirdi. Evet! doğru, Ancak Aziz Yıldırımın cebinden 5 kuruş veripte yaptırdığı bir tane tesis gösterebilirmisiniz bana? Hatta stadı kendi şirketine yaptırıp parasını klüpten çatır çatır almadımı bu adam? Sonra hiç merak ettiniz mi Ali Yıldırım nasıl zengin oldu? 

     Gelelim en önemli ve son konuya Aziz Yıldırım ve Tribün konusuna.



Burda çok şey yazıp kafaları bulandırmak istemiyorum. Sadece Gfb nin 2008 yılında yaptığı bir açıklamadan alıntı yapacağım. Bizi en çok ilgilendiren nokta da Tribünde Aziz Yıldırımın yaptıklarını bir anlayın diye. (son dönemi eklemiyorum, zaten hiç birimiz bayan taraftarları azarlayan aziz yıldırımı, taraftara dönerek istediğiniz kadar yırtın kıçınızı ben ne dersem o olur diye bağıran aziz yıldırımı henüz unutmadık.)





1- sayın yıldırım ilk istifanızı açıkladığınız show tv ye gitmeden önce yanınızdaydık. göreve geldiğiniz günden itibaren en çekindiğiniz slogan “ali şen başkan fenerbahçe şampiyon” du. show tv'ye giderken akıl hocalarınız size “ türk halkı duygusaldır, duygusal bir ortam oluşturursan ali şen'in “ali şen başkan fenerbahçe şampiyon” sloganını unutturur “aziz yıldırım başkan fenerbahçe şampiyon dönemini başlatırsın” dediler. siz de çıktınız uzun süren konuşmalar ardından birden istifa ettiğinizi ağlayarak ve tv karşısındaki yüzbinleri ağlatarak anlattınız. aynı gecenin sabahında bize otobüsler tutmamız için para göndertip semtlerden insanları toplattınız. bu otobüslerle yüzlerce kişiyi fenerbahçe parkına taşıttınız ve “taraftarız biz çekeriz cefa, büyük başkan bizi bırakma” tezahüratlarıyla yürüttünüz. tabii bu yürüyüşe hiçbir şeyden habersiz gönülden katılan yüzlerce taraftarda katıldı. onların hakkını teslim etmek gerekir.

2- deplasmanda kaybedilen diyarbakır maçı sonrasında bizzat grubumuzun kurucularını arayarak “toplanıp alana gelin, mustafa hocayı protesto edin, istifaya zorlayın” dediniz. sonrasında havaalanında yaşananları anlatmaya gerek yok herkes biliyor.

3- altay maçı ve göztepe maçları sonrasında protestolar başlayınca bunu daha fazla büyümeden engellememiz için bizimde içinde bulunduğumuz bazı gruplara bedelsiz 3000 er tane bilet yolladınız. hem de şu an hain ilan ettiğiniz sayın tahir kıran a rica ederek yanımıza gönderdiniz. sayın kıran da bizlere hitaben hala unutmadığımız güzel bir konuşma yaptı ve sizin yolladığınız biletleri verdi.

4- deplasman yasağını protesto için maraton’da bulunan kadim dostumuz kfy nin açtığı “taraftar+kombine= dolar” ve “fenerbahçemizi izlemimizi ingiliz işgal komutanları bile engelleyemedi” pankartları sonrasında hafta içi dereağzı’na bizleri çağırarak “seneye maraton ortayı size veriyorum” dediniz. kabul etmememiz üzerine yanınızdakileri ısrar edip ikna olmamız için peşimizden yolladınız. biz “dostlarımızı satmayız” diyince gözlüğünüzü çıkartıp bize “sizi de üzerim” dediniz.

5- aranızın kötü olduğu 1907 dernek başkanı sayın necdet ersoy unifeb oluşumunu destekleyince bizi çağırdınız ve “bunlar çok büyüyor, başımıza dert açacaklar, tribünde barınmalarına müsaade etmeyin” dediniz. biz de bu emir büyük yerden diyerek bir basket maçında “unifeb başkanının kalbini kırdık. sonradan hatamızı anlayıp özür diledik ve unifeb ile kardeş olduk... 6 kasım 2002 gs maçı sonrası yaşanan haksız gözaltılar esnasında sayın necdet ersoy'un ismini verdiniz ve unifeb sorumlularından barış ertül'ü gözaltına aldırdınız.

6- dereağzı’nda yapılan galatasaray’la oynanan paf maçından önce aradınız “kalabalık gelin” dediniz. ve aranızın açıldığı sayın atiila kıyat'ı protesto ettirdiniz.

7- ikinci kez kulubümüzü zor günde bırakıp gitme kararı aldığınızda bile hain dediğiniz sayın tahir kıran bizleri arayarak “bakın mutlaka yürüyüş yapın ve yapılan yürüyüşlere katılın, başkanı istifadan döndürmek lazım. defalarca başkanla konuştum ikna etmeye çalışıyoruz, siz de kırgınlıkları unutun ve fenerbahçe için bu yürüyüşlere destek verin” dedi. biz bu teklifi reddettik. israrla size destek vermemiz için bizi arayan tahir kıran ile bizi özdeşleştirdiğiniz o günlerde en sonunda biz de yürüyüşe dahil olduk. aranız kötü diye her yerde konuştuğunuz tahir kıran ile o günlerde her gün görüşüyordunuz. sebebi neydi acaba? ve ne ilginç ki o da sizi istifadan döndürmek için gayret ediyordu.

8- ikinci kez istifa etmenizin gerçek sebebini ise bir çok kişi gibi biz de biliyoruz. gazeteci yakınlarınız, o dönem sizinle olan idareci arkadaşlarınız, yakın dostlarınız gibi biz de biliyoruz. sağlık sebebi de bir sebep ama asıl sebep değil. gerçek sebebini tüm fenerbahçe camiasına açıklamanızı bekliyoruz.

9- 2004 yılında tarafımıza vermiş olduğunuz 1200 adet migros kombinesi iptal ettiniz. çünkü hoşlanmadığınız diğer tribün gruplarına karşı bir şeyler yapmamızı istiyordunuz ancak biz dostlarımızı satmadık, isteklerinizi uygulamadık ve bize karşı savaşınızı başlattınız.

10- olimpiyat stadında oynanan kupa finalinde 2 kişiyi yanımıza yolladınız ve bir istekte bulundunuz. biz reddettik. aynı kişileri tekrar yolladınız ve adeta tehdit ederek isteğinizi yinelediniz. ama biz kabul etmedik ve yapmadık. kaybedilen kupadan sonra çıkıp “anama küfredenlerle beraberler” açıklaması yaptınız. oysa sizin istediğinizi kabul etsek bu açıklamayı yapmayacaktınız. bu teklifinizin bize iletildiği an kapalı tribünde olaya şahit olan bir çok kongre üyesi ve taraftarda vardı.

11- mtk maçında size yakın bir grubu bedelsiz kombineler vererek satada soktunuz ve olaylar meydana getirttiniz, sonra önceden hazırladığınız senaryoyu hayata geçirtip haksız cezalar aldırttınız.

12- 1 oyla başkan seçildiğiniz kongre ile 600 oy farkla başkan seçildiğiniz kongre arasında geçen dönemde neler yaşandı biz biliyoruz. neler döndü, ne senaryolar hayata geçirildi hepsine şahidiz. şu an çok iyi dost gözüktüğünüz camiamızdaki büyüklerimizle ikili ilişkilerinizin bozulmaması için susuyoruz. o döneme ilişkin tek bir açıklama bile yapmamış olmanızı hayretle izliyoruz.

bütün kamuoyu önünde bu olayların gerçek olduğuna dair şerefimiz ve namusumuz üzerine yemin ederiz.


Değerlendirmek size kalmış.

Tolga Yakışan

Deniz, kum, günes ve cocuk biz.

     Komik geldi insanlara poratkal çiçeği kokan sokaklarda büyümüş olmamız, şubat ayında denize çivileme atlamamız aynı gün Saklıkent te kayak yapmamız, Işıklar caddesinde işsiz güçsüz turlamamız, Olimpos'ta tatil yapmamız, gökyüzünün sonsuz derinliğini Toros dağların dan izlememiz.
     Evet bizimde sümüğümüz aktı. Fakat her gün binlerce aracın geçtiği asfalta değil. yaşıtlarımız başka kentlerde büyük-büyük arabalarla giderken okullarına; biz bahçelerden portakal, limon toplayarak giderdik okulumuza. Bizimde büyük, 5 yıldızlı alış-veriş merkezlerimiz, oyun parklarımız vardı elbette ama biz hafta sonu deniz kıyısına arkadaşlarla ateş yakıp sohbet etmeye kaçardık, balık tutmayı öğrendik 12 yaşında. Bir yerden başka bir yere gitmek için 2 saatimizi otosbüste geçirmedik hiç. Konyaaltından Işıklar caddesine kadar park bahçe içerisinde koştuk. Falezlerden denize atladık, yat limanından tekne turuyla Lara ya kadar gittik. Bazen şansımız yaver gitti çok ünlü bir barda çok ünlü bir kişiyle karşılıklı masalarda oturup efkar dağıttık. Akşam üstü Akdeniz in üzerinden Toros dağlarının arkasına batan güneşin sonsuzluğa doğru yol alışını seyrettik. Kale içinde kaybolduk bir daha kenti bulamamak üzere, ama hep Antalyayı bulduk karşımızda. sıcak iklimi, sıcak insanı kucakladı bizi.
     Biz çekmedik egzoz dumanını ciğerlerimize, belki vapurla bir semtten başka bir semte geçemedik ama bizimde martılarımız vardı simit attığımız Tophane parkından. Sabah ne araç gürültüsü ne vapur sesi nede kentin kargaşası uyandırdı bizi. kuşlar cıvıldadı balkonlarımızda bide küçük çocukların şen kahkahaları mutluluğumuza mutluluk kattı sabahları. Komik olan neydi diye sorarsanız; mutlu büyümek değildi komik olan, mutlu büyümeyi komik bulanların komikliğiydi.

                                        

Mutlulugun Resmi – Abidin Dino

Yalanmış bu olay, aslında aşağıda ki resim Dienne Dangel'in miş. Abidin Dino da resim falan yapmamış cevaben.



 “…Gidebilseydik meserret kahvesine, ilk karşılaştığımız yere. Ve bir acı kahvemi içseydin. Anlatsaydık o günlerden, geçmişten, gelecekten…  Ne günler biterdi, ne de geceler… Dinerdi tüm acılar seninle, bir düş olurdu ayrılığımız anılarda kalan. Ve dolaşsaydık Türkiye’yi bir baştan, bir başa… Yattığımız yerler müze olmuş, sürgün şehirler cennet. İşte o zaman Nazım, yapardım mutluluğun resmini. Buna da ne tual yeterdi, ne de boya… ” şiirini yazmış. 


Dianne Dangel 'in bir kaç resmi aşağıda bulunmaktadır.
Daha fazla eser için www.diannedengel.com





    Her neyse, yinede resim gayet mutluluğun resmi.





Kedi




İlgili video: http://www.youtube.com/watch?v=rgGVJVX09T4

Türkiye 105 milyon dolar harcadı

     “Türk Sanat Pazarı” araştırmasına ilişkin yapılan açıklamada, sanat piyasasında müzayedelerin ve galerilerin artan etkisine işaret edildi.


     Açıklamaya göre, dünyada çağdaş sanat satışlarında ilk 10'a yerleşen Türkiye'de, geçen yıl çağdaş sanatta eserleri en çok prim yapan ressam Ahmet Güneştekin oldu. Contemporary İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı'nda da adından sıkça söz edilen Güneştekin'in geçtiğimiz yıl satılan 27 eserinin toplam satış rakamı, 914 bin dolara ulaştı. Türkiye'de toplam satış sıralamasında 3. olan Güneştekin, eser satış ortalamasında ise 33 bin 800 dolarla birinci sırada yer aldı.

Tarihin en büyük çevre felaketlerinden birisi

     BP 1999′daki reklamında “Petrolü Amerikan sahillerine getiriyoruz” diyormuş. Bunu meksika körfezinde yaşanan son platform kazasının ardından petrol sızıntısı olayı ile birlikte düşünürsek sözünü tutmuş diyebiliriz.


     Greenpeace İngiltere, “BP nin logosunu yenileyin” diye bir kampanya yapıyor.
     Olayı kısaca hatırlamak gerekirse, Nisan ayı içerisinde BP’nin Meksika Körfezindeki platformu kaza sonucu batmıs ve denize günde 800 bin litreden fazla ham petrol denize karışmaya başlamıştı. 11 işçinin hayatını kabettiği bu kazanın ardından ortaya çıkan kirliliği temizlemek için milyarlarca dolar harcanacağı tahmin ediliyor. Doğal hayata verdiği zararın boyutları ise şimdilik kestirilemiyor.

Dergi Marketi veya Sosyal Aglar Yüzünden Yapılan Alısverisler

     Sosyal ağların alışveriş davranışları üzerine etkisini etraflıca yazacak kadar donanımım yok satış pazarlama bilimi adına. Ama aylık kredi kartı ekstrelerimi biraz inceleyince hangi alışverişi hangi motivasyonla, kimin gazına gelip aldığımı düşününce bu konu hakkında kendi adıma fikir sahibi oldum. Sosyal ağlardan işitip/görüp, heveslendiğim ve satın aldığım şeyleri kayıt altına alayım dedim.
     Bunlardan ilki Dergi Marketi. Geçen ayın dergilerini yarı fiyatına, bütün ekleri ile birlikte ücretsiz kargo ile, size ulaştırıyor.
     Ben Wrzl’nin friendfeed’deki evimiz her ay dergi doluyor yaşasın! yazısı ile tanıdım. Yazıyı okumam, dergimarketi.com’a gitmem ve dergileri seçip aboneliğimi başlatmam yarım saat içerisinde oldu sanırım. Ödemeyi havale ile yapınca seçtiğim bir dergiyi de onlar yolladı. Şimdi her ayın ortasında evimiz dergi doluyor. Zaten ailecek basılı materyel ve kırtasiye manyağıyız. Müşteri ilişkileri de gayet iyi. Beğenmediğimiz dergiyi de değiştirebiliyoruz bir sonraki ay için. Mesela, geçen ay bir derginin kitap eki eksik gelmişti, bildirdik, hemen aynı dergiyi ekiyle ve yanında iki adet hediye dergi ile tekrar gönderdiler.
     Sonuç olarak, sosyal ağlardan bir tavsiye aldım, alışveriş yaptım ve memnun kaldım. Şimdi de ben tavsiye ediyorum. Diğer örnekler ile daha sonra devam edeceğim.